İŞ KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARI
5/8/202413 min read
İŞ KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARI
İş Kazası Nedir?
İş kazası; işyerinde veya işyeri dışında işin görülmesi sırasında gerçekleşen, işçinin ölümüne veya beden bütünlüğünün ihlaline neden olan olaydır. İşçinin ölümü veya yaralanması sonucunda iş kazası nedeniyle işverenlerin tazminat sorumluluğu doğar. Bu kapsamda işçiler, iş kazası nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazminini işverenden iş kazası davası yoluyla isteyebilmektedir.
İş Kazası Sayılmanın Koşulları Nelerdir?
Bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Şu halde bir kazanın iş kazası sayılması için şu şartların bulunması gerekmektedir:
Sigortalının İşyerinde yahut işyeri sayılan yerde bulunması sırasında,
Kazanın işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi,
Kaza ile sonuç arasında illiyet ( Nedensellik ) bağının bulunması,
Kaza sonucu bedence ve ruhça bir zarara uğraması gerekmektedir.
İş Kazası Sayılan Hallere Örnekler
Ölümlü İş Kazası Halleri
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 13. Maddesinde hangi koşullardaki kazaların iş kazası kapsamına gireceği genel olarak belirtilmiştir. Bu durumlara örnek vermek gerekirse iş kazası sayılan haller şunlardır:
Elektriğin varlığını kontrol etmeden elektrik direğine çıkarak müdahale etmeye çalıştığı sırada akıma takılarak düşmesi ve akabinde hayatını kaybetmesi)
· İş yerine ait araç ile iş yerinin önündeki bahçede beklerken sel baskını sonucunda işçinin vefat etmesi
İş yerine ait servis aracı ile evine giderken kaza sonucu işçinin ölmesi (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/4779 Esas ve 2019/3685 Karar sayılı Kararı )
İşçinin Vinç Sepetinden Düşmesi Sonucu Ölmesi
Çatı Tadilatı İşinde Çalışırken, Yüksekten Düşmesi Neticesinde İşçinin Vefat Etmesi
İşçinin, bina tadilatında tahta kalıp ustası olarak çalışırken, elektiriğe çarpılması ve dengesini kayberek yüksekten düşmesi neticesinde hayatını kaybetmesi
Doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının koronavirüs ile enfekte olmaları sonucu vefat etmeleri.
Yaralanmalı İş Kazası Halleri
Temizlik İşçisinin iş yerinde temizlik işini yaparken fare tarafından ısırılması
Ehliyeti olmayan işçinin işverenin talimatı ile kullandığı araç ile trafik kazası geçirmesi sonucu yaralanması
İşçinin bahçe düzenlemesi işini yaparken iş kazası nedeniyle sol gözünün kör olması
İş yeri tarafından tahsis edilmiş servis aracı ile işe giderken kaza geçirmesi sonucu yaralanması
İş yeri tarafından tahsis edilmiş servis aracı ile işe giderken kaza geçirmesi sonucu yaralanması
İş Kazası Sonucu İşçinin Parmaklarının Kopması
İş Kazası Sonucunda İşçinin Parmağının Kopması
İş Kazası Sonucunda Parmak Kopması
İş Kazası Nedeniyle Parmak Kaybı
Paletin Ayağına Düşmesi Sonucu İşçinin Yaralanması
İşverene Ait Bina İnşaatında Duvarın Üzerine Düşmesi Sonucunda İşçinin Yaralanması
Demirin İşçinin Ayağına Düşmesi Sebebiyle Oluşan Yaralanma
Montaj Yaptığı Esnada İşçinin Kafasına Demir Çubuk Düşmesi
İşçinin İnşaat işinde çalışırken yüksekten düşmesi neticesinde yaralanması
Doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının koronavirüs ile enfekte olmaları sonucu geçici ve kalıcı iş göremez durumuna gelmeleri.
İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler Nelerdir?
İş kazasının meydana gelmesiyle birlikte işçi ve işverene bazı hususlarda yükümlülükler doğmaktadır. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ise tarafların sorumluluğu gündeme gelecektir. Bu nedenle iş kazasının meydana gelmesi halinde yapılacak işlemler sırasıyla şu şekildedir:
İş kazasıyla birlikte sağlık müdahalesi gerçekleştirilir.
İşyeri kaza raporu düzenlenerek, tutanağa iki şahit adı yazılır ve imzaları alınır.
Kaza, bağlı bulunan kolluk birimine (Emniyet veya Jandarma) bildirilir.
Kaza, bağlı bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Birimine bildirilir.
İş kazası geçirilmesi halinde bu işlemlerin yapılması gerekmektedir. Şayet bu işlemlerin yapılmaması halinde işlemi yapmaya zorunlu olan şahıslar için gerekli tahkikat başlatılarak şahısların sorumluluklarına gidilecektir. Zira kanunun belirlemiş olduğu sürelere uyulması gerekir. Şayet bu sürelere uyulmaması durumu işveren ve işçinin kusur oranlarını belirlemede ciddi bir etken olacaktır.
İş Kazası Şikâyet Süresi Ne Kadardır?
İş kazası sonucu ölüm gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş olabilir. İş Kazası nedeniyle ölüm gerçekleşmemiş ise TCK 89. Maddesindeki “Taksirle Yaralama” suçu oluşmuş olacaktır. Bu halde şikâyet süresi TCK 73. Maddesine göre 6 AYDIR.
İş kazası sonucunda ölüm gerçekleşmiş ise fiil TCK 85. Maddesinde düzenlenen “Taksirle Öldürme” suçunu oluşturacaktır. Bu durumda suçun takibi şikâyete bağlı değildir. Savcılık makamı kendiliğinden herhangi bir şikâyet aramadan soruşturma açacaktır.
Bu halde doğal olarak şikâyet de herhangi bir süreye tabi değildir.
İş Kazası Tazminat Davası İspat Şartları Nelerdir?
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/4508 Esas ve 2019/3783 Karar sayılı ilamında “…iş kazası tespiti davaları bakımından özel olarak belirlenmiş bir ispat yöntemi de yoktur. Bu davaların her türlü delille ispatı mümkündür...” şeklinde hüküm kurmuştur. Yani Yargıtay; bir kazanın iş kazası olduğunun tespitinin her türlü delil ile ispat edilebileceğini acıka ortaya koymuştur..
İŞ KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARI
MADDİ TAZMİNAT
İş kazası geçiren işçide, ruhen ve/veya bedenen bir zarar meydana gelmiş olabilir. Bu zararın giderilmesi için Türk Borçlar Kanunu işçiye dava açma hakkı vermiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 51. ve devamı maddelerde düzenlenen haksız fiil neticesinde tazminat maddelerine göre iş kazası geçiren işçi; cismani zarar halinde zararının giderilmesini talep edebilecektir. Ayrıca ölüm ve bedensel zararlarda, zarara uğrayan işçi bazı giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. Ölüm ve bedensel zarar halinde iş kazası geçiren işçi şu giderlerin karşılanmasını talep edebilir:
Ölüm Durumunda;
ü Cenaze giderleri,
ü Tedavi giderleri (ölmeden önce bir tedavi süreci olması durumunda)
ü Çalışma gücünün azalmasından ya da kaybolmasından doğan kayıplar.
ü Ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları zararlar,
Bedensel Zarar Durumunda;
Tedavi giderleri,
Kazanç kaybı,
Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zararlar.
Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
istenebilir. İlgili talepler iş kazası geçiren işçi tarafından istenecektir.
İş kazası geçiren işçi, işverene karşı maddi tazminat davası açabilecek, bu maddi tazminat davasında yukarıda bahsi geçen giderlerin karşılanmasını talep edebilecektir. İşçi sadece mevcut zararları değil iş kazası nedeniyle gelecekte meydana gelecek hak kayıplarını da talep edebilecektir. Zira iş gücü kaybına uğrayan bir işçi, gelecekte bunun sıkıntısını yaşayacak ve iş kazası ve sonrasındaki süreçte kendisine bağlanan gelirler tam olarak gelecekte kendisini tatmin etmeyecektir. Doğal olarak en önemli husus, işçinin çalışma gücünün azalmasından veya tamamen kaybolmasından dolayı meydana gelecek zararlardır.
İş kazası nedeniyle açılacak maddi tazminat davalarında SGK müfettişleri tarafından düzenlenen tutanaklar ve belgeler son derece önemlidir. Nitekim SGK müfettişleri, iş kazasını yerinde inceleyecek, tarafların ifadelerini alacak, iş kazasına uğrayan işçinin sigorta bilgileri, çalışma şartları, maaşı vs. konularında bilgi alacak ve her türlü araştırmayı yapacaktır. Bu durum ve şartlar kusur oranlarının belirlenmesi ve işçinin iş gücü kaybının tespitinde önemli rol oynayacaktır. Bu nedenle SGK müfettişleri tarafından hazırlanan raporlar son derece önemlidir.
İş Kazası Davalarında Maddi Tazminat Hesaplaması Nasıl Yapılır?
İş kazası davalarında maddi tazminat hesabı, yargılama sırasında konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılmaktadır. Maddi tazminatın hesaplanmasında, kaza geçiren işçinin yaşı, almakta olduğu ücret, muhtemel yaşam süresi, maluliyet oranı, tarafların iş kazasına ilişkin kusur durumu gibi birden çok kriter dikkate alınır. Dolasıyla iş kazası tazminat hesaplamaları her bir kişi için ayrı ve somut olaya göre çok değişkenlik arz edebilecek olup sonucunda çok farklı miktarlarda maddi tazminat belirlenmektedir.
Örneğin iş kazası neticesinde vefat eden, vasıfsız işçi sıfatıyla ve asgari ücretle çalışan 18 yaşında bir kişi ile, asgari ücretin 2 katı ücret kazanan 48 yaşında bir bankacı için belirlenecek tazminat miktarı çok farklı olacaktır.
İş Kazası Geçiren İşçinin Kusurunun Hesaplanacak Tazminata Etkisi
İş Kazası geçiren işçinin olaydaki kusuru pek tabi ki belirlenecek tazminat hesabında dikkate alınacaktır ve önemlidir. Ancak işçinin kusuru illiyet bağını kesmediği müddetçe ve tabi olarak işverenin de kusurlu olması durumunda kazanın oluşumunda işçinin de kusurlu olması halinde dahi işverenin sorumluluğuna gidilecektir. Yani işçinin kusurunun öyle bir boyutta olması gerekir ki işverenin olayla bağı tamamen kopsun arada nedensellik bağı kalmayarak işveren kurtulsun. Aksi halde işveren her zaman kusuru olması durumunda kazadan sorumlu olacaktır.
“Müteferrik kusur” halinde yani ayrılmış, dağınık kusur yani hem işçinin hem işverenin kusuru olması halinde işçinin kusuru oranında tazminattan indirim yapılmalıdır. Yani hem işçi hem işverenin kusuru olması durumunda ve hesaplamada işçinin kusuru örneğin %20 bulunmuş ise hesaplanan tazminat miktarında bu miktarda (%20) indirim yapılacaktır.
Kurumca Bağlanan Gelirlerin Maddi Tazminattan Mahsup Edilmesi
İş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü kaybeden işçinin, açacağı maddi tazminat davası neticesinde bir tazminat hakkı doğacaktır. İşçi, tazminata hak kazanmasının yanı sıra şartlarının oluşması halinde kurumca sürekli iş göremezlik gelirine de hak kazanabilecektir. Yüksek Mahkeme; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan zararın giderilmesi talebine ilişkin olarak açılan tazminat davalarını ‘’sigortaca karşılanmayan zararın giderilmesi istemini amaçlamaktadır’’ şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanımlama nedeniyle maddi tazminat hesabında, kurumca bağlanan ödene veya gelirler tazminat miktarından mahsup edilerek hesaplama yapılmaktadır.
MANEVİ TAZMİNAT
Manevi tazminat Borçlar Kanunda ‘’bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın ödenmesi’’ şeklinde düzenlenmiştir. Ek olarak Türk Borçlar Kanunun; ağır bedensel zarar veya ölüm halinde de zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceğini düzenlemiştir.
Manevi Tazminatın Şartları Nelerdir?
İş kazası nedeniyle zarar gören veya ölenin yakınları için manevi tazminat hakkının doğması için birtakım şartlar gerekmektedir. Bu şartları şu şekilde sıralamak mümkündür:
Ø Eylem
Ø Eylem neticesinde zararın meydana gelmesi
Ø Zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağı
Ø Eylemin hukuka aykırı olması
Ø Eylem soncunda bir zarar meydana gelmesi
Bu şartların doğması halinde mahkemenin manevi tazminata hükmetmesi gerecektir. Peki, işçinin eşi ve/veya çocukları hangi şartlarda manevi tazminat talebinde bulunabilecektir?
İşçinin, iş kazası sonucunda ölmesi durumunda Türk Borçlar Kanunu gereğince mirasçılarının maddi ve manevi tazminat davası açma hakları bulunmaktadır. Fakat işçinin yalnızca cismani zarara uğraması halinde, yakınlarının bu zarar dolayısıyla hayat durumları değişir, kaza dolayısıyla psikolojileri bozulur, elem acı ıstırap duyarlar ve benzer etkiler gözlenirse; yine manevi tazminat açma hakları bulunmaktadır. Nitekim manevi tazminat, olay sonucunda kişilerde meydana gelen manevi kayıpları gidermeyi amaçlamaktadır. Nitekim Yargıtay bir kararında şu gerekçe ile eş ve çocukların manevi tazminat isteyebileceklerine hükmetmiştir : ‘Olay nedeniyle, doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan davacının, eş ve çocuklarının ruhsal sağlığı ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kalmaları durumunda illiyet bağı gerçekleşmiş sayılacağından Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine dayanarak manevi tazminat isteyebilirler.’ denilmiştir.
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
Destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası sonucunda bir ölüm meydana gelirse açılacak dava türüdür. Nitekim bu tazminatın doğası gereği, iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda bir ölüm meydana gelmeli, ölenin yakınlarının bu işçinin desteğinden yoksun kalacak olmaları gerekmektedir. Gerçekten de; işçinin varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve yakınları maddi açıdan zarara uğrayacaklar. Destekten yoksun kalma tazminatında ana fikir, ölen şahsın yaşamaya devam etseydi ilgili yakınlarına bakmaya, destek vermeye devam edecek olmasıdır. Bu doğrultuda destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar:
Ø Ölen işçi, sağlığında destekten yoksun kalacağını iddia eden kişilere bakacak güçte olmalıdır.
Ø Tazminat talep edenler (davacılar), ölen işçinin yardımına muhtaç olmalıdır.
TAZMİNAT DAVALARI NE KADAR SÜRMEKTEDİR?
Uygulamada işçilerin doğal olarak en çok merak ettiği husus iş kazası halinde tazminat davalarının ne kadar süreceğidir. İş kazasının ölümlü veya yaralanmalı olup olmadığı, işçi ile işveren arasında iş kazasının niteliği, tarafların iş kazasının gerçekleşmesinde kusur oranı, işçinin ücreti, yaralanmalı iş kazalarında maluliyet oranına itiraz edilip edilmeyeceği gibi birçok husus iş kazası durumunda tazminat davasının ne kadar süreceğini belirler. Türk yargılamasında ortalama olarak bir tazminat davası en az 1,5 – 2 yıl sürmektedir.
İŞ KAZASININ TESPİTİ DAVASI
İş kazası, işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmelidir. İşveren veya işçinin bildirimi üzerine SGK yukarıda daha önce izah edildiği gibi gerekli incelemeleri yapar, olayla ilgili bilgi ve belgeleri toplayarak bir inceleme raporu düzenler. Bu rapor aynı zamanda tarafların kusur durumunu ortaya koymak için de son derece önemlidir. İnceleme raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirilmesi halinde hak sahibi iş mahkemesinde doğrudan maddi ve manevi tazminat davası açabilir.
İş kazası, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmesine rağmen SGK tarafından olay iş kazası olarak kabul edilmek zorunda değildir. Uygulamada çok karşılaşılmasa da olay iş kazası olarak kabul edilmemişse davacı işçi tarafından hem SGK hem de işverenin birlikte davalı olarak gösterileceği bir “tespit davası” açılması gerekmektedir. İş kazasının tespiti ile ilgili karışıklık Sosyal Güvenlik Kurumunu doğrudan ilgilendirmektedir ancak tazminat davasında kurum muhatap değildir. Bu nedenle, iş kazasının tespiti davası, tazminat davasından tamamen bağımsız ve farklı bir yargılama içerir. İş kazası tespiti davalarında zamanaşımı süresi 10 yıldır. İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davası, ayrı bir dava şeklinde açılan iş kazasının tespiti davasının kesinleşmesini beklemelidir. Zira tespit davası ile önce bir iş kazası meydana geldiği ispatlanıp kesinleşmeli daha sonra bu iş kazası neticesinde tazminatlar talep edilmelidir. Henüz bir iş kazası olup olmadığı belirsiz bir olayla ilgili tazminat talep etmek mantıklı da olmayacaktır.
İş kazasının tespiti davası, eğer işçi lehine iş kazasının tespit edilmesiyle neticelenirse ve maluliyet de mevcutsa, ölüm halinde ölenin hak sahibi yakınlarına SGK tarafından düzenli bir gelir bağlar. Bağlanan bu gelirin belli bir kısmı, daha önce de izah edildiği gibi tazminat davasında talep edilen tazminat miktarından mahsup edilir.
İş kazası; kuruma (SGK) bildirilmeden tazminat davası açılırsa, iş mahkemesi tarafından davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi için süre verilecektir. Olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde bu kez Sosyal Güvenlik Kurumunu etkileyeceğinden işverenin taraf gösterildiği “iş kazasının tespiti davası” açması için davacıya süre verilecektir. Açılacak olan bu tespit davasının neticesi tazminat davasını gören mahkemece beklenerek sonucuna göre yargılama yapılacaktır. Zira tazminatın belirlenebilmesi ve bir karar verilebilmesi için bir iş kazasının varlığı gerekmektedir.
İş Kazalarına İlişkin Tazminat Davalarında Faiz ve Faiz Başlangıç Tarihi
Türk yargı uygulamasında ve de Yargıtay içtihatlarında iş kazaları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında talep halinde OLAY TARİHİNDEN İTİBAREN faize karar verilecektir.
Görevli Mahkeme
İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkeme İş Mahkemeleri'dir. İş Mahkemelerinin olmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri İş Mahkemesi sıfatıyla yine tazminat davalarına bakmakla görevlidir.
Yetkili Mahkeme
İş Kazası sonucunda açılacak tazminat davaları, işverene karşı açılacağından İş Mahkemeleri kanununa göre yetkili mahkeme belirlenecektir.
İş Mahkemeleri Kanununun 6.maddesinde “davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde” veya “İşin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesinde”, “davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde” veya “İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer mahkemesinde” veya “zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesinde” şeklinde yetkili mahkemeler belirlenmiştir.
İş kazası davalarında kanunda yapılan belirlemeler ışığında yetkili mahkemeler özetle şu şekilde sıralanmıştır:
Ø Zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi
Ø İş Kazasının veya Zararın Meydana Geldiği Yer Mahkemesi
Ø İşin veya İşlemin Yapıldığı Yer Mahkemesi
Ø Davalı İşverenin Yerleşim yeri Mahkemesi
Ø Davalı İşveren Birden çok ise Bunlardan birinin Yerleşim yeri Mahkemesi
İş Kazası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davalarında Zamanaşımı
İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı genel hükümlere tabidir. Zamanaşımı, iş kazasının gerçekleştiği günden itibaren 2 yıl ve herhalde 10 yıldır. Bu sürelerin dolmasıyla birlikte artık iş kazasına bağlı olarak tazminat talepleri yapılamayacaktır. Ek olarak iş kazası sonucunda kesin maluliyet raporunun öğrenildiği günden itibaren de 10 yıllık zamanaşımının başlayacağı hukukumuzda Yargıtay kararaları ve doktrin tartışmaları sonucu kabul edilmektedir.
Vasinin, İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Açabilmesi Şartları
Vesayet altında bulunan bir kişinin iş kazası veya meslek hastalığı geçirmesi durumunda, hukuki temsilcisi olan Vasi’nin dava açması ve vesayet altında bulunanın haklarını koruması gerekmektedir. Birçok işlemi tek başına yapma hakkı bulunan vasinin, tek başına işçi adına maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde maddi-manevi tazminat davası açmak isteyen vasi, vesayet makamından izin almak ve bu izni dosya içerisine sunmak zorundadır. Bu izin olmadan açılacak dava, dava şartı yokluğundan mahkeme tarafından reddedilecektir.
İş Kazası Davalarında Arabuluculuk
İş Mahkemeleri Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu incelendiğinde iş kazası neticesinde açılacak maddi ve manevi tazminat davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı görülecektir.
Ancak tarafların istemesi halinde Arabuluculuk uyuşmazlığın hızlı ve efektif bir şekilde sonuçlandırılması için tercih edilen bir çözüm yoludur.
Bu durumda yapılan teklifin makul olup olmadığının işçi tarafından anlaşılmasının zor olması ve sürecin yasal koşullara uygun sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından bir avukatla çalışılması hayati önem taşımaktadır.
Arabuluculuk ile sonuçlanan bir uyuşmazlık hakkında Arabuluculuk Kanununun 15/5. Maddesi gereğince aynı konuya ilişkin artık dava açılamayacaktır. Bu nedenle konu her iki taraf açısından son derece önemlidir.
Örneğin, kısmi bir ödeme zannedilerek alınan çok az bir tutarla, büyük bir tazminat alacağından vazgeçirilmiş olma riski bulunmaktadır. Bu nedenlerle sürecin ortaya çıkardığı riskli ve geri dönülmesi zor sonuçlar nedeniyle bir avukat yardımıyla arabuluculuk sürecinin yürütülmesi oldukça hayatidir.buraya yazın...
Hukuki sorunlara güncel, pratik ve etkili çözümler sunma amacıyla hukuki süreçleri kolaylaştırmak ve en iyi sonuca ulaşılmasını sağlamak için iletişime geçebilirsiniz.
Makaleler
av.mustafauzer@gmail.com
© 2024. All rights reserved.